Geç Buldum Çabuk Kaybettim..

"Geç buldum,çabuk kaybettim" denir ya hani,işte bu meret te benim için öyle. Uzun süre inatla yemedim,2 sene önce şahs-ı muhterem ile tanıştım ama çabuk ayrıldık. Aramıza önce kolesterol sonra da yaban eller girdi. Artık yemiyorum ama hatırası hala damağımda..
Varsın Avrupa Birliği'ne almasınlar,varsın bok yiyorsunuz desinler. Eller bilir mi Şampiyon'u, Mercan'ı, mobil tezgahları? Eller bilir mi yanında turşu ve ayranın tadını? Eller anlamaz stada girmeden birayı onunla gırtlaktan akıtmanın hazzını..

Şampiyon da candır ama Kadıköy'deki Mercan var ya o Mercan,adamın aklını alır!!

Hem Gönüllerin Hem Ligin Şampiyonları

Kardemir Karabükspor yarın kutlanacak olan 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü'nde Taksim'de olacağını açıkladı. Bu ülkede işçi sınıfının zulüm görmesi ne kadar düşündürücü ise,Karabükspor'un da işçilerini destekleyecek olması o kadar güzel. Endüstriyel futbol adı altında reklamlar,şifreli kanallar,sponsorlar ve paragöz yöneticiler etrafımızı sarsa da paranın satın alamayacağı şeyler olduğunu gösteren Karabükspor'a teşekkür etmek boynumuzun borcu..

Ezeli Tatlar..

Bu serinin kolay olacağı belliydi mutlaka. Bir yanda Avrupa Şampiyonlar Ligi finalisti Fenerbahçe Acıbadem diğer tafarta ezeli rakip..
Bir tarafta tüm oyuncularını (ilk 6 için konuşuyorum) efektif kullanan Fenerbahçe Acıbadem,diğer tarafta Ivana harici hücumu olmayan ezeli rakip..
Bir tarafta 6 sayı geriye düşse de maçı bırakmayacak kadar tecrübeli ve azimli Fenerbahçe Acıbadem,diğer tarafta varlık göstermeye bile fırsat bulamayan ezeli rakip..
Şimdi 2 gün dinlenip, VGSTT maçına hazır çıkma zamanı fakat bu serinin Cumartesiye sarkması fena oldu. 1 Mayıs ve Eskişehir maçlarını hesaba katınca salonun dolmama ihtimali var. Aman diyelim..

Brandon Ro(y)botik

Bu adam sadece 8 gün önce sağ dizinden menisküs ameliyatı oldu ve dün gece Phoenix karşısına çıktı. Play-off ilk turunu kaçırması beklenen Ro(y)botik,26 dakikada 10 sayı üretti. Söyleyecek sözu olan?

Özne Fenerbahçe Olunca..

Herkes gibi benim de maç için yazacaklarım haberlerden ve internetten duyduğum ile sınırlı. Bugün Coca-Cola Futbol Akademisi 14 yaş altı futbol takımımız Bucaspor'u yenerek şampiyon oldu. Bu çocuklar 4-5 yıl içinde A takımlarda oynamak için pişmiş olacaklar. Peki içlerinden kim ya da hangileri bunu başarabilecek? Sorunun öznesinde Fenerbahçe olunca cevap yüksek olasılıkla hiçbiri olacak. Alınan kupalar,kazanılan başarılar tabi ki önemli ama şu naçizane yürek bir ya da birkaçını A takımlar seviyesinde de bu amatör ruhla kazanırken gözlerinde parlayan ışığı görmek ister..

Suçumuz Ne,Biz Kimiz?

Biraz önce Burhan Felek'te Fenerbahçe-MKE Ankaragücü çeyrek final 2. maçı oynandı. Maç için herhangi birşey yazmaya ve çizmeye gerek yok. Her iki takım da sonucu kabullenen bir oyun ortaya koydu. Bunun dışında değinilmesi gereken çok daha önemli bir konu var.

Bugün salonda,kızları desteklemeye gelen bir avuç Fenerbahçeli ve nicelik olarak onlardan geri kalmayan bir güvenlik ordusu vardı. Bu kadar polisin salonda ne işi var sorusuna kimsenin cevap bulabildiğini sanmıyorum. Tribünlerde taraftara eziyet çektiren,görev sınırlarının ucu bucağı belli olmayan,derhal tribünleri gerçek sahiplerine,taraftara bırakması gereken polis bununla da yetinmeyerek salonlara musallat olmaya başladı. Hem de böylesi tansiyonu düşük,olaysız,küfürsüz ve temposuz bir maçta bu kadar aynasızın ilk sıradaki koltukları rezerve etmesi inanılır gibi değil. Biz yine çok sevgili(!) güvenlik güçlerine suç bulmuyoruz,empati yapıyoruz: Suçumuz ne ACAB? Yine ne yaptık?

Şimdi Yeniden Mabede

En son Cuma gece yarısı ayrılmıştık oradan,süslemek için,Beşiktaş maçına hazır edebilmek için. Bu kadar ayrılık yeter, o da bizi bekler. Yorgun ama mutlu geri dönmek dileğiyle..

Şimdi Mutluluk ve Huzur Zamanı..

Çok zor geçen bir sezonun ardından kimsenin şans vermediği,taraftarının bile desteğini rica minnet verdiği bu takım sonunda şampiyon oldu. İnişli çıkışlı grafikleri,morallerinin jöle kıvamında olması ile topu topu 7 oyuncu ile sezonu bitirmesi belki en büyük eksileriydi ama inanmanın ne demek olduğunu sezon başında en büyük favori gösterilen Ziraat Bankası'nı maç vermeden yenerek gösterdiler.

Bu maç ile ilgili olarak belki söylenecek çok şey yok,çocuklar istedikleri zaman oyunu kolaylaştırdıkları gibi taraftara eziyet olarak ta kötü performanslar sunabiliyorlar. Bugün bu işi en kısa yoldan hallettiler. Takımın da en büyük artısı bugün alınan manşetlerdi. MVP olan Coskoviç için çok şey söylemeye gerek yok sanırım. Maçın sonlarında sakatlanmasına rağmen maçı tek başına aldı diyebiliriz.

Son söz de Erol Ünal Karabıyık'a : Gardner ve Coskoviç'e madalyalarını verirken attığın bakışların daim olsun,senin o koltukta oturman bile kupa kazanmak için artı motivasyon. Şimdi mutluluk ve huzur zamanı..

Final Urfa'da mı?

5 Mayıs'ta Trabzonspor ile oyanayacağımız ZTK finalinin oynanacağı stat için birçok dedikodu çıktı bildiğiniz gibi. Trabzonspor'un İstanbul'u ve Atatürk Olimpiyat Stadı'nı istediği yazıldı çizildi. Dün de resmi siteden yayınlanan habere göre, Anadolunun herhangi bir stadında oynayabileceğimiz,olursa da Şanlıurfa GAP Arena'nın tercih edilebileceği belirtildi. Bu tercihlerden sonra Futbol Federasyonu maçı nerede oynatır bilinmez ama taraftarın finali ne kadar istediği ortada. Maç nerede olursa olsun o stadı dolduracak ve kupayla İstanbul'a döneceğiz.

PS: 5 Mayıs'ın her iki  takım için de ayrı bir önemi var tabiki.  1995-1996 sezonunda şampiyonluğu Fenerbahçe'ye kaptıran Trabzon, maçı kazanıp 15 yıldır beklediği o meşhur rövanşı almak isteyecektir.

Deneme..

Olur ya da olmaz bilinmez ama biz de tarihe ufak notlar düşelim..  Haydi rastgele...